Doğrudan konuya girelim: Organik yaşamı çok ciddiye alıyoruz ve hem dünya hem de insan sağlığı için geleceğin onda olduğuna inanıyoruz. Bioterra bu yüzden doğdu. Saflığını sadece korumakla kalmayıp, bilimle güçlendirdiğimiz doğal formüllerin ilhamı da buradan geliyor. Hikayemizin tamamını okumak için burayı tıklayabilirsiniz.
Bahsettiğimiz sadece bir ürün tercihi değil, yaşam şekli. “Sen yediğin şeysin.” (You are what you eat) cümlesinde de önerdiği gibi, vücudumuza aldığımız her şey bünyemize katılıyor; bizi tamamlıyor. Tercihimiz ne olacak? İnsan kanında ilk kez mikroplastiğe rastlandığını da düşünecek olursak, karar vermek için elimizi çabuk tutmakta yarar var. Biz bir plastik olmayı reddettik ve gerçek organikler misyonumuzu bizim gibi düşünenlerle paylaşmak istiyoruz. Elbette bu konuya, organik beslenmeyle gireceğiz:
Evet, söylemesi uygulamasından çok daha zor, tecrübelerimize güvenerek söyleyebiliriz ki sizi çok iyi anlıyoruz. Üzerinde yeşil yaprak etiketi olan her şeyin organik sayıldığı bir pazarda kimin doğru söylediğini anlamak da kolay değil. Üstelik diğer standartları karşılasa da, toprakta kullanılan bazı sentetik gübreler kendini gizleyebiliyor.
Organik tarım sertifikalarını diğerlerinden ayırabilmek yararlı olabilir. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın kontrolünde olan Türkiye Organik Tarım Sertifikası (TOTS) veya Türkiye Ekolojik Tarım Sertifikası (TEOTS) gibi sertifikaları arayabilirsiniz. "Türkiye Organik Tarım" veya "Türkiye Ekolojik Tarım" sertifikalarını temsil eden logolar ve AB standartları da da bu kapsamda.
Sadece sentetik maddelerden kendimizi korumanın yanı sıra daha yüksek besin değeri için de organik gıda önemli. 2012 yılında "Critical Reviews in Food Science and Nutrition" dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre organik ürünlerin, C vitamini, demir, magnezyum ve fosfor gibi bazı besin maddelerinde, diğerlerine göre daha yüksek seviyelerde bulunuyor. Daha fazla mineral ve vitamin doğru şekilde sindirilerek “gerçekten” yarar sağlıyor. Sayısı artan organik pazarlar arasından size en yakın olanı öğrenmek için bunu bir işaret olarak kabul edebilirsiniz..
Şimdi konuya başka bir yerden yaklaşacağız. Tabiri caizse göz göre göre kimyasal yemiyorsak, en büyük organımız olan cildimize neden yedirelim? Yapay olarak parfümlendirildiği için mi, daha fazla reklam yaptığından mı, alışkanlıkları kıramamaktan mı? Ftalatlar, sülfatlar, paraben ismi altında anılmayan benzerleri ve diğer tüm yaygın sentetiklerden daha iyisini hak ediyorsunuz. Kendimize hak ettiğimize inandığımız gibi davrandığımızda dünya biraz daha güzel bir yer oluyor.
Cilt bakımı başlığında da benzer bir manzarayla karşılaşıyoruz. Yanıltıcı isimlerle ve logolarla organik olduğunu iddia eden pek çok üründe de aynı pazarlama tuzakları var. Örneğin, pestisitlerle yetiştirilen bir bitki sadece soğuk sıkım olduğu için doğal sayılamaz. Zararı ispatlandığı için formüllerden çıkarılan bir kimyasal yerine, henüz zararı resmi olarak kanıtlanmamış bir kimyasal kullanılması da o ürünü güvenilir yapmıyor. Aldığınız her şeyin içerik etiketini mutlaka inceleyin. Üzerlerindeki organik çağrışımı yapan ikonların resmi kurumlara ait olup olmadığını da yine yararlı olacaktır. Bioterra ürünlerinin de COSMOS Organic Sertifikalı olduğunu hatırlatmış olalım.
COSMOS, size şunların garantisini verir:
- Çevreye duyarlı, insan sağlığına da saygılı üretim ve işleme süreçleri
- Yeşil kimyasal kavramının geliştirilmesi
- Doğal kaynakların sorumlu kullanımı
- Biyolojik çeşitliliğe saygı
- Petrokimyasal içeriğin kullanılmaması (izin verilen koruyucular hariç): parabenler, fenoksietanol, parfümler ve sentetik renklendiriciler
- GDO kullanılmaması
- Geri dönüştürülebilir ambalaj
Nitelikli cilt bakımının bir başka önemi daha var. Popüler kozmetik marketlerde satılan ortalama markalarda olduğu gibi, gerçek organik bir üründe cilde yeterince nüfuz etmesinin mümkün olmadığı “sözde yararlı” maddeler bulunmaz. Böylece yüzeyi aşabilen gerçek yararlılar, derin dokulara ilerleyerek iyileşmeyi kaynağından başlatır. Sağlıklı bir cildin ışıltısı da doğaldır. İhtiyacımız olan her şey doğada veya doğal olanda…